Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Sosyal fobi, kişinin toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. Kişiler özellikle tanımadıkları kişilerin yanında bulunmaktan, yemekten, içmekten ya da yazı yazmaktan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Sürekli ellerinin ya da seslerinin titrediğini başkalarının fark edeceğini düşünürler. Bu yüzden toplum önünde konuşmaktan çekinirler.
Sosyal fobi genellikle ergenlik döneminde başlar. Hiç evlenmemiş, işsiz ve eğitim düzeyi düşük kişilerde daha sık görülür. Akrabalarında sosyal fobi olan kişiler daha risklidirler. Ailenin çocuk yetiştirme tarzı ve başkalarıyla yeterince görüşmemesi oldukça önemlidir. Bu kişilerin aileleri ya aşırı koruyucu bir biçimde çocuğu toplumdan uzak tutarlar, ya da tam tersine sürekli aşağılayıcı, cezalandırıcı bir tutum sergilerler. Sonuçta çocukta kendine güvensizlik ve başarısızlık korkusu başlar.
Kişide diğer kaygı bozukluklarında olduğu gibi bazı bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bunlar yüz kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes darlığı, karın ağrısı, ishal, kas gerginliği gibi belirtilerdir. Kişi karşısındakiyle göz teması kuramaz, kısık ve titrek bir sesle konuşur, sürekli ellerini gizlemeye çalışır.
Bu bedensel belirtilerin yanında sürekli “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin beğenisini kazanmalıyım” gibi düşüncelere sahiptirler.
Kişinin beyin yapısı (yatkınlığı) oldukça önemlidir. Yatkınlığı olan kişinin yaşadığı kötü bir olay bu hastalığı tetiklemiş olabilir. Örneğin sınıfta ders anlatırken bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüştür. O da rezil olduğunu düşündüğü için utanmış ve bazı bedensel belirtiler göstermiştir. Bir dahaki sefere ders anlatmak için yine tahtaya çıktığında kişi önceki deneyimini hatırlar ve aynı duyguları yaşamaya başlar. Bu kişiler bu duygulardan ve bedensel belirtilerden o kadar korkarlar ki, sürekli böyle durumlardan uzak durmaya çalışırlar.
Markette alışveriş yapmak, insanların yanında telefonda konuşmak, resmi kurumlarda işlem yapmak, beğenmediği malı iade etmek bu kişiler için oldukça can sıkıcıdır. Aslında sosyal fobinin devam etmesini sağlayan da bu tür toplumsal ilişkilerden hep uzak durmaya çalışma çabasıdır.
Sosyal fobi tedavisi olan bir hastalıktır. İlaç tedavisi ve psikoterapi (Bilişsel davranışçı terapi, grup terapisi, gevşeme egzersizleri vb.) uygulanır. İlaç tedavisi ile psikoterapi beraber uygulandığında başarı çok daha yüksektir. Kullanılan ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Terapilere düzenli katılmak ve en önemlisi sabırlı olmak şarttır.
Sosyal fobi mesleğinizde yükselmeye, arkadaş edinmenize, hatta evlenmenize bile engel olabilir. Kısacası yaşamınızdan zevk almanızı engeller. Kötü bir anının gelecekte yaşamınızı etkilemesine izin vermeyin. En azından psikiyatriste başvurmaktan çekinmeyin. Sosyal fobiyi yeneceğinizi göreceksiniz.