Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Biyolojik bir rahatsızlık olan DEHB tüm yaşamı etkiler ve ders başarısını son derece olumsuz düzeyde etkiler.
Ayrıca rahatsızlığın belirli dönemlerde farklı belirtilerinin ön planda olması nedeniyle anne-babaların, öğretmenlerin ve hatta hekimlerin bile kafasını karıştırabilmektedir.
Çocukluk çağında başlayan dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsel davranışlar ilk olarak ilkokula başlamayla fark edilir. Sınıfta oturamayan, oyunlarda arkadaşlarıyla sorunlar yaşayan ve okuma faaliyetlerinde gecikebilen bu çocuklar tıbbi yardım almazlarsa gittikçe sınıf içerisinde dışlanırlar ve de kendilerine güvenleri sarsılır. Bir türlü dikkatini veremeyen ve hareket etme isteği olan bu çocuklar çoğu zaman yineleyen başarısızlıklar yaşarlar Bu başarısızlık öyküleri kişinin ileride kendi hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açabilir. Hatta kendilerine güvenleri sarsılan bu kişilerde sigara ve madde kötüye kullanımı, yasal sorunlar, kötü arkadaşlık ilişkileri, okul ve iş başarısında düşüklük ve psikiyatrik eş tanılar gözlenir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığı ve belirtiler yaklaşık üçte bir oranda azalır. Özellikle ergenlerde bu bozukluğun varlığı riskli davranışlarının artmasına ve ileriye doğru kalıcı zararlara yol açmaktadır. Aşırı hareketlilik yanında sonuçlarını düşünmeden hareket eden, yani dürtüsel davranışlarda bulunan bu çocukların erişkin yaşamlarında bir işe başlayamama, iş yerinde verimsizlik, bir toplantı boyunca oturamama, stresle baş edememe, öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme eğilimi, kötü şoförlük, evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkar.
Çocukluk döneminde çeşitli çalışmalarda bu rahatsızlığın erkeklerde daha sık olduğu bildirilirken, erişkinlerde kız-erkek oranı eşit (1:1) bulunmuştur. Çocuklar ve erişkinlerle yapılmış çalışmalarda sıklıkla işaret edilen psikiyatrik eş tanılar şunlardır: Karşıt olma karşı gelme bozukluğu, Davranım bozukluğu, Anksiyete bozuklukları (Panik bozukluğu, Obsesif Kompulsif bozukluk, Tik bozukluğu), Duygudurum bozuklukları (Depresyon, Distimi, Bipolar), Öğrenme bozuklukları ve Alkol-madde kullanım bozuklukları olarak adlandırılan ruhsal hastalıklar.
Erişkin dönemde bu psikiyatrik eş tanıların tedavilerinin yanı sıra DEHB tedavisinin de yapılması şarttır. İlaçlar oldukça önemli katkılar sağlarlar. Dikkatin çelinebilirliği, organize olamama, verilen görevleri sürdürme güçlüğü ve dürtüsellik gibi belirtiler hem ilaçla hem de terapi ile birlikte tedavi edilirler. Organizasyon ve planlama güçlükleri, dikkat dağınıklığı, kaytarma-kaçınma davranışları, iletişim güçlükleri ve anksiyete-depresyon-öfke gibi belirtilere odaklı, yapılandırılmış bilişsel davranışçı psikoterapilerden oldukça fayda görürler. Tedaviye ailenin ve öğretmenin de katkısı oldukça önemlidir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu yaşama, kişiler arası ilişkilere, okul ve iş dünyasına son derece olumsuz etkileri olan bir sorundur. DEHB ister çocukluk ister erişkinlik döneminde olsun sadece hastaları değil çevrelerini, ailelerini, ebeveynlerini de etkiler. Tedavi edilmediğinde süreklilik gösteren bu rahatsızlığın doğru bir şekilde tanısının konup uygun tedavileri alması önemlidir.
İlaçların bağımlılık yapacağı şeklinde yanlış inançlar yüzünden tedavinin engellenmesi sıktır..! Çocuklarınızın ruh sağlığını düşünüyorsanız lütfen tedaviyi kesmeyin ve takiplerine devam ettirin. Tekrar ediyorum bu rahatsızlık tedavi edilmezse tüm yaşamı etkiler ve ileride oldukça olumsuz davranışlara yol açar.